tag:blogger.com,1999:blog-85429557833194872352024-02-18T20:50:16.489-08:00... Velhasılı kelam;bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.comBlogger20125tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-36426361795884631592015-03-07T16:44:00.003-08:002015-03-07T16:44:40.953-08:00Neydi bizleri bu kadar yorgun düşüren ya da neydi ayların ardından beni bir şeyler yazmaya mecbur bırakan?<br />
<i>ya da ne idi, idi ne da ya</i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-47512825342310214272014-09-26T14:44:00.001-07:002014-09-26T14:44:48.412-07:00Nothin'Yazmaya ihtiyaç duymak...<br />
Uzun zamandır kaçıyordum; ardıma bakmadan, soluklanmadan. Belki yakamdan düşer diyordum, belki kurtulurum. Tabi yine unutmuştum: Kim kurtulmuş ki kurtulayım?<br />
<br />
Yine düştük bir meceranın peşine, koşuyoruz yarışırcasına. Dilimizden de düşmüyor: <i>Belki yarınlar, mutlu sonlar vardır. </i>Söyleyince olurmuş gibi geliyor, mümkünmüş gibi sanki; lakin sonra düşünmeye başlayınca geçiyor, bozuluyor yine tüm büyü. <i>büyü...</i><br />
<br />
Yeni bir playlist hazırlamış olmanın mutluluğuyla haftaları deviren, tek bir dizeyle günlerce oyalanan çocuklardık. Şimdi bu hüzün de ne böyle? Bize de yakışıyor mu?<br />
Elbette, <i>hüzünmüş bize en çok yakışan, hüzündür, hüzündü...</i><br />
<i><br /></i>
Tüm kötü şeyler peş peşe geldiği zaman kendi aralarında oldukça eğleniyorlarmış. Tüm bu çilemiz ondan işte. Geldiği zaman tek olmuyor, çok çok oluyor. <i>kötü şeyler silsilesi çok çok...</i><br />
<i><br /></i>
Neresinden tutsam elimde kalıyor. Boşa koyuyorsun dolu da doluyor, doluya koyuyorsun boş bir kez daha eksiliyor. Ne önemi var ki? <i>Anneme bir şey olmasın.</i><br />
<i><br /></i>
<i><a href="http://www.youtube.com/playlist?list=PLF_QKYkQZXKGwGoOxH0I_u0sRnT1NmgQW" target="_blank"><span style="color: #674ea7;">Anın soundtrack-ler-i</span></a></i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-49906266489408386212014-08-10T15:10:00.002-07:002014-08-10T15:11:48.759-07:00<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQE8ESfHlxHpc559cJDCyKXQMKeGa-vwFlWONYyTvL2qhRvTAlVKdbEvUljRyDv11saXbPtfNPLWm3w1HocC3C3hFtAhNZRk0Vor4cY1gz8mIN_kDEMwo_Zw5YemE-PEQESRqrZ1Gt1yDi/s1600/foto%C4%9Fraf.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQE8ESfHlxHpc559cJDCyKXQMKeGa-vwFlWONYyTvL2qhRvTAlVKdbEvUljRyDv11saXbPtfNPLWm3w1HocC3C3hFtAhNZRk0Vor4cY1gz8mIN_kDEMwo_Zw5YemE-PEQESRqrZ1Gt1yDi/s1600/foto%C4%9Fraf.JPG" height="640" width="451" /></a></div>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-53530591197439791542014-01-28T11:16:00.000-08:002014-01-28T11:19:23.335-08:00Kelimelerin acizliği...Nasıl anlatmalıyım bilmiyorum.<br />
<br />
Yanında şimdiye dek hiç bulunmadığı halde, kendini anlatmadığın halde ve doğru düzgün muhabbet bile edememiş olmamana rağmen seni olabildiğince iyi tanıyabilecek bir insanın varlığına başkalarını nasıl inandırabilirim bilmiyorum.<br />
Ama siz başkaları, bana inanın ki bu his muhteşem ve gerçek, bi' o kadar da tarifsiz...<br />
<br />
Genelde yaşanmaz bu durum ama yaşandığında, genelde ya bir kitapta ya da bir şarkıda buluşulur.<br />
<i><b>Çünkü kitaplar ve şarkılar insanların yerine konuşur; insanların düşündüklerini yazar, </b></i><i><b>söyleyemediklerini söyler. </b></i><br />
<i><b><br /></b></i>
<i>And if you have five seconds to spare</i><br />
<i>Then i'll tell you story of my life</i><br />
<i>Sixteen, clumsy and shy</i><br />
<i><b>That's the story of my life</b></i><br />
<br />
Yazmamalıydım. Çünkü dile getirince büyü bozuluyor, her zaman her şeyde olduğu gibi. Sanırım kanun bu.<br />
Ama artık biraz daha fazla sıradanlaşarak, <i>yaşama sanatı</i>nı hayatına uydurmaya çabalayan bir sanatçıyı oynayacağım. <i>Just like everybody else does</i><br />
<i><br /></i>
Ve elbette ki o mühim şarkı, <u>anın soundtracki: Novembre - Aquamarine</u>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-8285703871288089632013-12-10T13:12:00.001-08:002013-12-10T13:12:55.849-08:00Günün birindeBana ne yaptığımı, neler yapacağımı ya da şu anda nasıl olduğumu sorma;<br />
Bana neler hissettiğimi, bana kim gibi hissettiğimi sor.<br />
<br />
En başından söyleyeyim; uğraşma boşuna başaramayacaksın, ben hep bir <i>böcek </i>olarak kalacağım. En aşağıda, en dipte, en sonda, en en kötüsünde...<br />
<br />
Kim var karşında biliyor musun?<br />
'Modern, olgun, entelektüel' <i><b>Gregor Samsa</b></i>.<br />
<br />
Evet modern, çünkü herkesin kabul ettiklerini reddediyor, pek bi' modernizm kokuyor ve yolu yol değil.<br />
Olgun, çünkü yaşından pek büyük davranıyor, diksiyonu da düzgün, konuşması da etkileyici, bunlar ancak olgun ve cici bir kıza yakışır.<br />
Entelektüel, çünkü çok şey biliyor, kitaplara aşık, hep okuyor, çok okuyor.<br />
<br />
Ama <b><i>bir böcek!</i></b><br />
<b><i><br /></i></b>
Lütfen sen yapma bunu. Çık ve onlara anlat. Ben herkesten de herkesim, ben sandıkları kişi değilim!<br />
<br />
Reddettiklerim doğru olmayanlar ve sanırım at gözlüğünü çıkaran herkes yolumun yol olduğunu görecek.<br />
En çocuğuyum ben aslında. Hiç büyümemiş, büyüyemeyen, düşünemeyen, düşleyebilen. Çünkü düşlemek yalnızca çocuklara özgüdür, biliyorsun. Büyümüş insanlar düş kuramaz, bu boş bir iştir ve yalnızca zaman kaybıdır. Haksız mıyım?<br />
Her çok okuyan entelektüel olsaydı ne olurdu halimiz, düşünsene bi'. Komik.<br />
Sandıkları kadar iddialı değilim, başarılı olduğunu iddia edecek kadar iyi olanlara saygısızlık edemem, buna hakkım yok.<br />
<br />
<b><i>Kötünün iyisi olmak iyi olmak demek değil, bunu anlat onlara!</i></b><br />
<b><i><br /></i></b>
Bilmiyorum. Öğreniyorum. Yetişemiyorum. Yetmiyor. Yol çok uzun. Yoruluyorum. Soluklanıyorum. Yol gözümde büyüyor. Yürümeye devam etmem gerektiğini biliyorum. Yapamıyorum. Arkamda kalanlar çok istekli, yoldan çekilmeliyim. Bu kadar istekli insanlar varken hakkım yok onlardan önce sona varmaya.<br />
<i><b><br /></b></i>
<i><b>Mersault</b></i> geliyor aklıma. Herkes bir akvaryumda ve ben onları dışarıdan izliyorum.<br />
Çok garip.<br />
İnsanlar nasıl da hırslı. Bu neyin kavgası?<br />
<i>"Asıl yabancı diğerleriydi, yemin ederim gördüğüm dünya aslına çok benziyordu."</i><br />
Sen bir balıksın, ben bir böcek. Hakkım yok senin önüne geçmeye.<br />
Balıkları çok severim. Çok sevdiklerime müsaade etmeyeceğim de kim için çekileceğim, öyle değil mi?<br />
<br />
<i>Onlar gibi düşünememekle yenik başlıyoruz bir kere.</i><br />
<br />
Kızdın mı sen de bana, hep yanımda olanlar gibi? Bunları düşünmek yakışmıyor mu yoksa bana?<br />
<i>Teşekkür ederim iyiliğimi düşündüğün için</i>. Ama herkes çok iyi, herkes çok iyi olmak istiyor, benden daha çok istiyor. Onlara müsaade vermeliyim ki oyalanmadan mutluluğa ulaşabilsinler. Beklerim ben biraz daha sorun olmaz.<br />
Değiştirmeye çalışma ama lütfen, <i>lütfen</i><br />
<i><br /></i>
Böyle düşünen tek ben değilim, inanıyorum. Bir yerlerde birisi/birileri de bunları düşünüyor ve inanıyorum, onu/onları bulacağım günün birinde.<br />
<br />
Korkma ya, biz <i>Yıldızlı Atlas</i>la büyümüş çocuklarız, düşlemekten korkar mıyız hiç?<br />
Elimde bardağım ve içinde bir kaşık... Kaşık da sıkılmaya başladı bak senin gibi. Bardağım dürtüyor onu, 'Sen sıkılmış olabilirsin ama bunu karşındaki bilmek zorunda değil' diyor, 'Bilmesin, bilmesin ki yol kenarında saklanmanın zorluğuyla baş edemezken bir de seninle uğraşmasın.'; yanımda duran gözlüğüm uykunun sarhoşluğuyla kafa sallıyor, sonra aralarında fısıldaşmaya devam ediyorlar.<br />
Dinlememeye çalışıyorum.<br />
Çünkü herkesin herkesten sakladıkları vardır mutlaka, onlar bir şeyleri saklarken benim saklı olanları öğrenmeye çalışmaya hakkım yok.<br />
<br />
Neyse işte.<br />
Nasıl olsa okumayacaksın bu yazdıklarımı.<br />
Okumaya başlasan da getirmeyeceksin sonunu.<br />
Saçmalama, elbette ki sorun etmem, sorun edecek onca şey varken buna zaten sıra gelmez ki.<br />
<br />
Günün birini bekliyorum,<br />
Evet gelecek o gün de<br />
İnanıyorum, <i>inanıyorum</i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-63702846999791107612013-11-15T15:01:00.005-08:002013-11-15T15:27:17.023-08:00Nereden NereyeSevildiğini bilmek şımarıklığı...<br />
<div>
Ama emin olmak değil, bilmek yalnızca; çünkü böyle bir şey ancak farklı bir boyutta olağan kabul edilebilir. Öyle değil mi?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
En güzel gün aynı zamanda nasıl en korkutucu gün olabilir? Kahkahaların yerini en olmaması gereken günde nasıl gözyaşları alabilir?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir duygunun adı nasıl konamaz? Hissettiği şeyin adını bilmeden nasıl yaşayabilir ki insan? Yaşamak denirse ona, bilmeyerek de yaşanılmaz mı ki?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bir daha karşılaşmayacağını bildiği fırsatları nasıl bile bile geri teper insan? Sonrasında pişman olacağını bile bile nasıl gerçeklere gözünü yumar?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Çok şeyin farkında olup da nasıl farkında değilmişlik rolünü oynayabilir peki insan? Herkes başarabilir mi ki oyun oynamayı?</div>
<div>
Oyun oynamak demişken; hangimiz aştık ki çocukluğu? Ne zaman geldi bugün?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<i>Görünenden çok görünmeyende gizlidir asıl gerçek ve önemli olan, sergilenmeyeni görmeyi başarabilmek. </i></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Neyse. İnsandır yapar. </div>
<div>
Olmam der <i>olur, </i>oldum der <i>biter.</i><br />
<i><br /></i>
<i><b>Saçmalık.</b></i></div>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-82603729487767183322013-11-10T04:46:00.000-08:002013-11-10T04:48:50.809-08:00Senden de ÖteAnlatacağım o kadar çok şey varmış gibi geliyor ki bazen, anlatamam.<br />
<br />
Ama anlatmaya bir başlıyorum ve farkına varıyorum ki aslında <i>anlatılabilecek</i> pek de bir şey yokmuş.<br />
<i>'Her şeyi herkese anlatamazsın'</i> değil, <i><b>'Bazı şeyleri kimseye, kendine dahi anlatamazsın'</b>.</i><br />
<i><br /></i>
İnsanlar seni, senin izin verdiğin sınırlar içerisinde tanır.<br />
İnsanlar seni, senin izin verdiğin ölçüde anlar.<br />
...<br />
İnsanlar sana, senin onlara değer verdiğin kadar değer verir ya da vermez, burası tartışılır işte. Neyse.<br />
<br />
Hayaller vardır ki, seni hayata bağlar.<br />
Hayaller vardır ki, seni Pollyanna'yla tanıştırır ve etrafı toz pembeyle kaplar.<br />
Hayaller vardır ki, orada dünya yalnızca bir akvaryumdur; büyük balıklar ve büyük balıklardan kaçan küçük balıklar.<br />
...<br />
Ve yine hayaller vardır ki, dile döküldüğü anda tüm büyüsünü yitirecekmiş hissi verir.<br />
<br />
Sanırım içimi bir şeyler anlatmak hissiyle dolduran da bunlar ve tam anlatmaya başladığımda beni azarlayan, tehditler savuran da yine bunlar.<br />
<br />
Korkutucu bir his bu ya da o kadar da kötü değil sanırım.<br />
Aslında itiraf etmeliyim ki iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi bu hissiyat bilmiyorum.<br />
<br />
<br />
<i>Pardon,</i> dengesizlik için ne demiştiniz siz?<br />
Evet, haklısınız; bence de tam anlamıyla<i> ben.</i><br />
<br />
<br />
<b><i><u>Soundtrack:</u></i></b> <i><b>Threads (Full Album) - Now, Now</b></i><br />
<i>Now, Now çogzel grup değil mi ya?</i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-69761920906252007012013-11-06T21:29:00.001-08:002013-11-06T21:30:01.704-08:00Her neyse işte<blockquote class="tr_bq">
<b><i>Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var</i></b> </blockquote>
<blockquote class="tr_bq">
<b><i>Âşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var</i></b> </blockquote>
<br />
Fazla mı klişe olacak bilmiyorum ama, sizi kandırmışlar efendim, aşk diye bir şey yok, daha doğrusu var ama o aşk, sizin lugatınızdaki aşk ile pek uyuşmuyor.<br />
<br />
Sizdeki yalnızca sevmek, çok sevmek, doğuştan var olan bir aşkın etkisinde, o aşkın ışığında sevmek.<br />
<b><i>Bence tabi.</i></b><br />
<b><i><br /></i></b>
<i>Bana göre;</i><br />
Gözünün gördüğüne aşk olamazsın <i>Joe</i>. Çünkü o görerek aşık olduğunu sandığın da <i>senin gibi</i>, o da <i>fani</i>, o da <i>ölümlü, </i>onun da hataları var ve o, senin sandığın gibi <i>mükemmel</i> birisi <i>değil.</i><br />
<br />
Gerçekçi olalım ve bırakalım şimdi 'B<i>ana göre mükemmel, hem ben mükemmeli de aramıyorum'</i> ayaklarını lütfen. Çünkü her insan kendinden üstün birine ihtiyaç duyar, dayanabileceği birine, güvenebileceği birine, gitmeyeceğinden emin olduğu birine...<br />
<br />
Çok seversen gider, değil; çok seversen <i>asıl sevgili </i>onu alır, <i>senin iyiliğin için.</i><br />
<i><br /></i>
<i><br /></i>
Bilmem neden, yalnızca yazmak istedim. Yazarsam kurtulurum sandım ama hayır, sandığım gibi olmadı. Kelime bulamıyorum, söyleyecek onlarca, yüzlerce şeyim var ama kıvranıyorum; çünkü...bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-50207874406819506912013-06-27T15:14:00.002-07:002013-06-27T15:28:22.435-07:00Kelimelerin ötesindeYaşanan bir dönem en iyi nasıl anlatılabilir'e yanıt olarak yazılmış bir şarkı:<br />
<b>In a Manner of Speaking </b><i>(Covers by Nouvelle Vague</i><i>)</i><br />
<br />
<i>In a manner of speaking</i><br />
<i>I just want to say</i><br />
<i>That i could never forget the way</i><br />
<i>You told me everything</i><br />
<i>By saying nothing</i><br />
<br />
Söylenilen, daha doğrusu söylenemeyen onca şey hissedilir ki bazen kelimelerin ötesinde <i>... is beyond words</i><br />
Yığılır hisler, birikir yaşlar ama kelimeler yetişemez ve kelimeleri bana ver, bana hiçbir şey söylemeyen kelimeleri bana ver <i>... give me the words, give me the words that tell me nothing</i><br />
<br />
Aslında herkesin ihtiyacı vardır ağlamaya ve önemli olan, ağlarken yanında olanlardır; dikkat et, yanında olduğunu zannedenler değil, <b><i>gerçekten</i></b> <b><i>varlığını hissettirenlerdir önemi hak edenler.</i></b><br />
Yaşlara düşmanızdır biz. Ağlayanı da teselli etmeyi bilmeyiz ve itiraf etmek gerekir ki, çok nadir de olsa ağlayabiliriz biz ve bizim gibiler. Ne de olsa bu hayatta yalnızca yaşamayı becerebiliyoruz <i>... in this life that we live live we only make do</i><br />
<div>
<i><br /></i></div>
Sakın bilmesinler tek bir şarkının buna gücünün yetebileceğini. Bu bir zaaf ve zaaflar da kendinde kalmalı, <i><b>her şeyi kendinde bıraktığın gibi.</b></i><br />
<br />
<i>So in a manner of speaking</i><br />
<i>I just want to say</i><br />
<i>That just like you i should find a way</i><br />
<i>To tell you everything</i><br />
<i>By saying nothing</i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-41130176471265310502013-05-19T01:54:00.003-07:002013-05-19T02:02:38.195-07:00Neden diye sorma...<blockquote class="tr_bq">
<i>"Hayatım boyunca kendimle ilgili uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. İstedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkında varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum."</i> </blockquote>
Bazı kitaplar vardır ki kendinizi bulursunuz onlarda.<br />
Bazense sayfalarına sıkışmış bir paragraf özetler son zamanlarda tüm hissettiklerinizi.<br />
Bazen tek bir cümle, bazen tek bir kelime, bazense yalnızca anlamsız konulmuş üç nokta...<br />
<blockquote class="tr_bq">
<i>"İnsan bazen doğru kelimeleri, doğru cümleleri bulabildiğini zannediyor, henüz yaşanmamış anlara ilişkin." </i></blockquote>
Böylesine şeyler tek olmadığınıza inandırır sizi ve anlamsızca tebessüm etmenize bile sebep olabilir dahası.<br />
Fakat belki de sonrasında hüzünlenirsiniz durduk yere; çünkü henüz karşılaşmamışsınızdır var olduğuna inandığınız bu kimseyle/kimselerle. Hemen ardından her zamanki gibi yine tekrarlarsınız o cümleyi istemsizce:<br />
<i>"Hâlâ umut var!" </i><br />
<div>
<i><br /></i></div>
Sonra, sonra yine bi' bakmışsın ki her şey hâlâ aynı. Neyse. Sağlık olsun, hayırlısı tabi.<br />
<blockquote class="tr_bq">
<i>"Neden diye sorma, izle, düşün, dinle ve anlamaya çalış. Anladığını düşündüğü şey gerçektir merak etme. O kadar da gizlemiyorum."</i></blockquote>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-91741651642520702192013-05-14T11:12:00.001-07:002013-05-14T11:14:56.325-07:00Bilen var mı?<br />
<br />
Hergün biraz daha kaybediyormuşum gibi.<br />
Hergün biraz daha yitiriyormuşum gibi sanki.<br />
<br />
Ne olduğunun önemi yok, ne olacağının da önemi yok aslında. Tek önemli, hissettiklerim. Yanlış anlama hemen, milyonlarca kişi varken dünyada ve onlarcası benim etrafımdayken en son umursayacağım şey sanırım benim hissettiklerim. Fakat umursamamaya çalışsam da nasıl kaçabilirim ki onlardan?<br />
<br />
Hissediyorum;<br />
İlk kez muhattabı olduğum bir insanın sahip olduğu <i>leş kişiliğin kokusunu...</i><br />
<i> </i><br />
Hissediyorum;<br />
Söylenenle, düşünülen arasında uçurum olan<i> fikirleri...</i><br />
<br />
Hissediyorum;<br />
Samimiyetten bir haber dökülen <i>kelimeleri...</i><br />
<br />
Ve hissediyorum;<br />
<i>Aslında kim olduğunu...</i><br />
<br />
Bilmezsin belki -ya da belki de bilirsin, nereden bileceğim senin bilip bilemeyeceğini değil mi? Haklısın tabi. Neyse işte.- çok ağır gelir bazı şeyler, hissedip de, fark edip de bilmemezden gelmek... Hak veriyor musun? Teşekkür ederim.<br />
<br />
<br />
<i>Kaçabilmenin yolunu arıyorum. </i><br />
Gören var mıdır ki?bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-11460124371780996702013-03-22T13:38:00.001-07:002013-11-10T04:57:09.344-08:00Farklılardan farklı olarak, sıradan olduğunuz için...<br />
<br />
Oradasınız değil mi? Sevindim.<br />
Herkesin sandığının aksine, herkesten de <i>sıradan</i> iseniz, bunu nasıl kanıtlarsınız bayım? Etraftaki onca farklı(!) insandan farklı olarak sıradan'sınız ya hani, işte bu sebeple, bunu size sormak zorundayım. Anlıyorsunuz ya beni, değil mi? Biliyor olmalısınız, sizin yolunuzdayım.<br />
Çok kitap okuyan bir insana "Hıı kitap kurdusun yani?" sorusundaki <i>mantıksız mantıktakinin</i> aynısından, tamamiyle sıradan, hiçbir artısı olmayan bir insana 'mütevazı' damgası yapıştırmaktaki benzerliği siz de görüyorsunuz değil mi? Yok yok, <i>siz de kör olamazsınız</i>. Çünkü bilirim, siz herkesten sıradansınızdır. Öylesinizdir değil mi?<br />
Umuyorum ki sizi sıkmıyorumdur, sıkılırsanız lütfen çekinmeyin benden, bunu dile getirin bayım. <i>Teşekkür ederim anlayışınız için.<b> </b></i><br />
Nerede kalmıştık? Heh '<i>ego tatmininden</i>' söz edecektim tam da. Neyden korkuyorum biliyor musunuz bayım? Hani sizin de korktuğunuz o şeyden; ego denilen -kusuruma bakmayın, bunun da tam olarak sözlük anlamını bilmiyorum- belanın, sürekli şişirilmeye ihtiyaç duyması yüzünden, tüm insanlığın bulutların üzerinde yaşamaya başlamasından. Anlatamadım değil mi? Haklısınız, her zamanki halim işte.<br />
Diyeceğim o ki, bir dayanağı olmayan hoş sözler elbet bir gün <i>maskesiz</i> kalacak. Ve o gün, o günü yaşayan her insanın felaketi olacak. Çünkü gerçeklerle yüzleşecek, çünkü aslında kendisinin sandığı gibi olmadığını fark edecek. İşte o gün, çok acı olacak bayım. <i>Tahmin edersiniz ya siz de.</i><br />
<br />
Peki, karşındakinin güvenini boşa çıkarmaktan korkmak nedir bilir misiniz bayım? Yoksa siz hiç korkmaz mısınız? Bilirsiniz, <b><i>korkmak büyük bir nimettir.</i></b><br />
<i><b>Güvenilmek ise ağır ve büyük bir nimettir</b></i> efendim. Nasıl anlatsam ki? Ya da anlatmasam da olur, çünkü siz anlıyorsunuzdur zaten. Aldığınız nefesin karşılığını vermemenin imkansız oluşunun ağırlığını taşırken, bir de şu fani dünyada, fani olmayan güvenin hakkını verememenin ne kadar ağır olduğunu... İnanın bana, benim kadar hissetmiş olmanıza olanak yok bu hissi.<br />
Harika bir şey güvenilen kişi olmak, çok özel bir şey güven duygusu ve bir o kadar da ağır, <i>ağır</i>...<br />
<br />
Sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum bayım. Beni dinliyor olmanızın karşılığını ödeyemeyeceğim size hiçbir zaman belki, fakat bilmenizi isterim ki, <i>size minnettarım.</i><br />
<b><i>Benim size karşı bunları hissetmem belki size pek bir şey katmaz ancak bana kim olduğumu hatırlatır</i></b>.<br />
<i>Size her şey için teşekkür ederim bayım. </i><br />
<i> <b>En farklıların arasında sıradan kalabildiğiniz için de tebrik etmeliyim elbette. </b></i><br />
<i><b><br /></b></i>
<i>Hoşçakalın bayım, tekrar karşılaşmanın hayali ile...</i>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-65477176417455493352012-12-25T13:09:00.001-08:002013-03-24T09:13:19.402-07:00Düşünürsün ama anlatamazsın/ Anlatırsın ama anlaşılamazsın ya hani<strong>Düşünürsün ama anlatamazsın.</strong><br />
<strong>Anlatırsın ama anlaşılamazın.</strong><br />
<br />
Nasıl anlatsam, neyi anlatsam? Hangisinden başlasam?<br />
Bak hangisinden dedim de aklıma geldi, aslında ortada hiçbir şey yok zaten "dile gelebilen".<br />
Sıkıntı da burada başlıyor ya zaten. Dile gelemediği, kelimelere dökülemediği için her şey yalnızca öznede yaşanıyor fakat bitmiyor. Özne düşünüyor, özne hayal kuruyor, özne değişiyor, öznenin çevresi bunu fark etmiyor. Bunun üzerine özne yine değişiyor, çevre yine fark etmiyor. <br />
Sonrasında mı? Sonrası var ama sonu yok işte. Çevreler değişiyor ama özne hep aynı ve yaşananlar da aynı tabi.<br />
Özür dilerim, sanırım yine yanlış anlaşıldım. Bu özne, çevresini önemsemez muhtemelen, çünkü her şeyin kendisinde bittiğini öğretmiştir ona çevresi ve çevresine artık ihtiyacı kalmamıştır muhtemelen. Duur, "Bencillik" değil demek istediğim, anlamışsındır sen zaten.<br />
Neyse işte.<br />
<br />
Hayallerini anlatırsın, dalga konusu olursun ya da olmaktan korkarsın. -Evet, korkmak. Ayıp bir şey değil ki.- <br />
Fikirlerini söylersin, yobaz damgası yersin; çünkü kainattaki tek doğru karşındaki insanın doğruları(!), sen de biliyorsun ya bunu hani.<br />
Ve daha kelimelerle ifade edilemeyen niceleri...<br />
<br />
Yazıyorum;<br />
Kendimi bir şey sandığımdan ya da kelimelere aşık olduğumdan ya da yazar olacağımı düşündüğümden değil. Yalnızca yazarken <strong>kendim olmama izin verildiğinden.</strong><br />
Biz, hayatı sevdiklerine göre yaşayanlar, sevdiklerine "hayır" diyememekle, onları üzmektense kendini hasta etmeyi göze almakla kaybediyoruz ya zaten. Kayıp değil aslında, yalnızca merkeze kendimizi koymaktansa önceliği onlara vermece işte. Anlatamamış olabilirim fakat biliyorum ki, <em>bi' önemi yok bunun da.</em><br />
<br />
Bir de, bir süre sonra "anlatmamak" ağlamaya mükemmel engelmiş, bunu şimdi salladım ama bence öyle yani. Çünkü ne kadar çok şeyin varsa yalnızca kendinle paylaştığın, ağlamaya sıra gelmesine izin vermiyor.<br />
<br />
YİNE MÜKEMMEL SAÇMALADIM.<br />
<br />
<strong>Benim hayal gücüm;</strong><br />
<em>I am flying on a star into a meteor tonight <br />I am flying on a star, star, star <br />I will make it through the day</em> <br />
<br />
<strong>İtiraf etmekten artık korkmağım;</strong><br />
<em>I don't mind repeating, I am not complete <br />I have never been the gifted type </em><br />
<strong>Anlamış bulunduğum;</strong><br />
<em>I know, I know, I know what I am chasing <br />I know, I know, I know that this is changing me</em><br />
<em>...</em><br />
<em>I know, I know, I know that this is changing </em><br />
<em>We walk the streets to feel the ground I'm chasing: ÜBERlin </em><br />
<div align="center">
</div>
<div align="center">
Her şey buradaki gibi. Öyleyse;</div>
<div align="center">
<strong>ÜBERlin</strong></div>
<div align="center">
<br /></div>
<div align="center">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/ZITh-XIikgI?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-64638899426691972752012-10-26T12:53:00.002-07:002013-11-10T05:00:40.797-08:00Sorular ve sorunlar. Sorunlar?<div>
<br /></div>
Onlarca kapalı kapı ardında kim bilir ne dertler, ne sıkıntılar var.<br />
<div>
Sorsan herkesin derdi kendine, herkes de kendi derdinin peşinde zaten.<br />
+"Bencillik" diye yorumlasak?<br />
-Yok olmaz.<br />
+"İçe kapanıklık" diyelim?<br />
-Çok saçma.<br />
+Tamam o zaman, biz "Bilmemezlik" diyelim.<br />
<br />
Problemlerimiz yalnızca bizi alakadar ediyor gibi görünse de, herkesin ortak derdi olacak nitelikte mi yoksa? Ya problem sandıklarımız "problem" değilse aslında?<br />
Öyleyse sorunu kimde aramalıyız?<br />
Biz miyiz sorunlu, yoksa gerçekten sorunlarda mı sıkıntı? Sıkıntı mı göreceli, yoksa göreceler mi sorunlu? Nerede hata yapıyoruz, yoksa ortada bir hata yok mu? Herkesin doğrusu herkese mi, yoksa herkesin doğrusu kimseye mi? Doğruluk ne, doğruluk var mı ki hala?<br />
Aldanma! Doğru yol hep var ve olacak. Önemli olan benimsenen doğruların gerçekten o doğru yola ait olup olmadığı.<br />
Yanılıyor muyum yoksa? Evet yanılıyor da olabilirim, sonuçta benim doğrularım.<br />
Dert nerede, dert kimin? Derman ne, derman kim? Deliriyor muyum, yoksa zaten deli miyim? Hata kimde, ben mi hatalıyım? "Kendimi hatasız sanmak" gibi bir hataya düşer miyim, yoksa zaten o bataklığa çoktan saplandım mı? Sorun; sahip olduğumu düşündüğüm kibir mi, yoksa zaten kibirli oluşum ya da bunu kabullenemiyor oluşum mu?<br />
<br />
Sorular, sorular... Ve daha yüzlercesi, daha binlercesi... Bize düşense...<br />
Bize düşense?</div>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-43746971135081395452012-10-15T12:52:00.000-07:002012-10-15T12:54:32.737-07:00Unutsam mı bugünleri?<br />
<blockquote class="tr_bq" style="text-align: center;">
<b>"Her şey bir rüya olsa, unutarak uyansam."</b> </blockquote>
<div style="text-align: center;">
diyerek başlasam, nereye gider acaba bu yazının sonu? Pek iyi yerlere varmaz bence. </div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
O yüzden ben susayım da O konuşsun en iyisi, anlatıyor zaten her şeyi;</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/tVxJK7E2TNg?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<b>"Bir başka dünya bulsam, içinde sen olmasan."</b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<blockquote class="tr_bq">
<br /></blockquote>
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-84936283348637968782012-08-18T14:55:00.000-07:002012-08-18T14:55:08.414-07:00Bir şeyler oluyor ama en garibindenBana büyü yaptılar bence. <br />
Konuşamaz oldum, cümlelerin sonunu getiremiyorum. Böyle garip garip kelimeler üretiyorum falan, adeta TDK'ya bir başkaldırı niteliği taşıyormuş gibi. <br />
<br />
Kitap okudukça kafayı sıyırıyorum, derdimi anlatamıyorum.<br />
Müzik dinledikçe kafayı sıyırıyorum, kendimi unutuyorum.<br />
<br />
Okumasam, dinlemesem diyeceğim; yok olmuyor. Onlar olmayınca nefes alamayacakmışım gibime geliyor. <em>Henüz onlardan ayrı kalmadım, çünkü nefessiz kalıp ölme ihtimali düşünerekten onları bırakmıyorum.</em><br />
Kitaptaki karakterlere aşık oluyorum; meselaa David. Neyse.<br />
Şarkının -klibin- anlattığı insanlara acıyorum; mesela Turn the page klibindeki kadın. <em>Bak yine aklıma geldi, efkarlandım.</em><br />
<br />
Bak yine anlatamadım derdimi. Olsun, ben biliyorum derdimi. <em></em><br />
<em>Bi dakika ya, benim derdim vardı da ben mi bilmiyordum acaba? Ben düşüneyim bi en iyisi.</em><br />
bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-68817679933215025072012-06-15T15:17:00.000-07:002012-06-15T15:17:14.200-07:00'Sorunlu muyum' SorunsalıDeğerlerimden vazgeçemiyorum doktor.<br />
Yani bir zamanlar değer verdiğim insanları -şu anda onlara dair içimde pek bir sevgi bulundurmasam da- görmezden gelmeye utanıyorum, çekiniyorum falan işte.<br />
Kendimi ihanet etmiş gibi hissediyorum, onlar için bir anlam ifade etmesem de, hiç etmemiş olsam da.<br />
<br />
Sadıklık mı denir buna?<br />
Yok yani tam olarak nitelendirecek kelimeyi bulamadım bile baksana işe.<br />
Neyse işte.<br />
<br />
Herkes bunu büyük bir zaaf olarak görüyor ama öyle değil iştee<br />
Çünkü bu beni daha çok güçlendiriyor, yaşama sevincimi arttırıyor, hayata çok kişiden farklı bir pencereden bakmamı sağlıyor.<br />
<br />
Kabul ediyorum büyük mü bilmem ama bu gerçekten garip bir <em>SORUN.</em><br />
<br />
Ve bu sayede geçmişte, günümüzde çevremde bulunan insanlar için -sözüm meclisten dışarı desem tam anlatamamış olacağım demek istediğimi belki ama sen, bunu okuyan anlıyormuş gibi yap işte.- tam bir <em>EGOKŞAR</em> görevi gören makinayım yani.<br />
<br />
Sonuç olarak;<br />
<br />
<strong>This could really be a good lifee, a good, good lifeee</strong>bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-4850135761556186382012-06-13T11:34:00.002-07:002012-06-13T11:34:46.368-07:00'Tesadüfler ki tesadüfi değildir.'Bilmem ki derdim ne benim.<br />
Ya da<br />
Yine bilmiyorum ki ta en başında derdim neydi benim.<br />
<br />
Elif Şafak sıralamıştı ya hani bir kitabında,<br />
Belki bilirsin;<br />
<blockquote class="tr_bq">
'Bir yerlerde birden fazla alamet olmalı ki...'</blockquote>
diye devam eden birkaç cümleyi.<br />
<br />
İşte ben de, o günden bu yana, hep 'Bir yerlerde birden fazla alamet olmalı ki...' diye başlayan cümleler kurar oldum.<br />
<br />
Nedenini bilmiyorum.<br />
Belki de biliyorum ama itiraf etmeye yüzüm yok, kim bilir...<br />
<br />
En başında çok şeyin farkında olsaydım;<br />
Biliyorum ki inanmazdım tesadüf dediğimiz o şeye.<br />
Hayır! Pişman değilim inanmış olmaktan aslında-<br />
<br />
Dur dur hemen yanlış anlama. Şu anda inandığım yok zaten tesadüflere. <br />
Artık biliyorum;<br />
<blockquote class="tr_bq">
'Tesadüfler ki tesadüfi değildir.'<br />
</blockquote>
Cevaplayamadığım o kadar çok soru var ki...<br />
Ne zaman bir sonuca vardığımı düşünsem hep bir paradoksa düşüyorum.<br />
<br />
Kendim başlattığım o masalın keffaretini ödüyorumdur belki de, kim bilir...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/gdODv0o93ZE?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-21488593667086332772012-05-25T09:54:00.000-07:002012-05-25T09:54:56.505-07:00Dert. Hayır. Değer. Değerli. ve Hep.<br />
<br />
O değil de çok hızlı geçmiş zaman ve çok hızlı da geçiyor zaman. Bunu son vakitlerde tümüyle hissediyorum. <br />
<br />
Zaman geçiyor, <br />
Ömürlerden günler gidiyor,<br />
Kimisi bugünün öncesinde olmamışken, kimisi de bugünün yarınında olamıyor.<br />
<br />
Sorularla dolu hayatlar, çelişkilerden ibaret yanıtlar.<br />
Varamadan bir sonuca bitecek bizim de serüvenimiz elbet. <br />
Üzerimize düşen mi ne? <br />
Değerini bilmek çok şeyin.<br />
<br />
Sorsan 'Değer de ne? Dert çok.' tepkisi verir çok kişi.<br />
Sorma! <br />
Sen bil, ne gerek var ki başkasına!<br />
İhtiyacın yok milletin verdiği akla, ihtiyacın yok milletin yaşamanı istediği hayatı yaşamana.<br />
<br />
Bak Mecnun'a.<br />
Yokluğunu sevdi Leyla'sının, yokluğunda sevdi Leyla'sını.<br />
<br />
Kolay mı sanıyorsun sen işte bunu?<br />
<br />
Peki ya sen dertlendin mi hiç aşkla?<br />
Ya da <br />
Değerlendin mi aşkla?<br />
<br />
Çoğunluğun sandığı gibi aşkı dert mi sandın yoksa sen de? <br />
Bilmez misin ya herkesin dert gördüğü, dertli gördüğü Mecnun'u?<br />
Bil öyleyse <br />
Ve bil işte, <br />
Mecnun'un, herkesin dert gördüğü, aşk için ettiği şu duayı; <br />
<blockquote class="tr_bq">
<em>Tanrım,</em><br />
<em>Aşkın derdiyle içli dışlı eyle beni,</em><br />
<em>Bir an olsun aşktan ayrı bırakma canımı.</em><br />
</blockquote>
Deme ki; <br />
Bu mu dert anlayışın?<br />
<br />
Dert dediğim <em>aşksızlık</em> benim.<br />
<br />
Fakat inanıyorum ki gün gelecek anlayacak herkes <br />
Aşkı, <br />
Ve beraberinde değeri,<br />
Nefes almak nimetini,<br />
Sevebilmenin kudretini.<br />
Gelecek o gün...<br />
<br />bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8542955783319487235.post-49500377691432163992012-05-22T07:48:00.000-07:002012-05-22T07:54:40.684-07:00Gel desen gelemem ki...<a href="http://www.youtube.com/watch?v=EoXjantgCGM&feature=related">http://www.youtube.com/watch?v=EoXjantgCGM&feature=related</a><br />
<br />
Ne de güzel söylüyor, ne de güzel çalıyor Yaşar Güvenir...<br />
<br />
Ve ben dinlerken bu şarkıyı gülümsüyorum boş boş. <br />
<br />
Biraz melankolik, işte biraz hüzünlü ama içten içe mutlu.<br />
Mutluluk mu?<br />
Evet, mutluluk. Çünkü <em>'Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli.'</em> <br />
<br />
Sen yokken bile, varsın aslında çok şeyde ve belki de her şeyde.bayanzahttp://www.blogger.com/profile/07475798958774405767noreply@blogger.com1