15 Kasım 2013 Cuma

Nereden Nereye

Sevildiğini bilmek şımarıklığı...
Ama emin olmak değil, bilmek yalnızca; çünkü böyle bir şey ancak farklı bir boyutta olağan kabul edilebilir. Öyle değil mi?

En güzel gün aynı zamanda nasıl en korkutucu gün olabilir? Kahkahaların yerini en olmaması gereken günde nasıl gözyaşları alabilir?

Bir duygunun adı nasıl konamaz? Hissettiği şeyin adını bilmeden nasıl yaşayabilir ki insan? Yaşamak denirse ona, bilmeyerek de yaşanılmaz mı ki?

Bir daha karşılaşmayacağını bildiği fırsatları nasıl bile bile geri teper insan? Sonrasında pişman olacağını bile bile nasıl gerçeklere gözünü yumar?

Çok şeyin farkında olup da nasıl farkında değilmişlik rolünü oynayabilir peki insan? Herkes başarabilir mi ki oyun oynamayı?
Oyun oynamak demişken; hangimiz aştık ki çocukluğu? Ne zaman geldi bugün?

Görünenden çok görünmeyende gizlidir asıl gerçek ve önemli olan, sergilenmeyeni görmeyi başarabilmek. 

Neyse. İnsandır yapar. 
Olmam der olur, oldum der biter.

Saçmalık.

10 Kasım 2013 Pazar

Senden de Öte

Anlatacağım o kadar çok şey varmış gibi geliyor ki bazen, anlatamam.

Ama anlatmaya bir başlıyorum ve farkına varıyorum ki aslında anlatılabilecek pek de bir şey yokmuş.
'Her şeyi herkese anlatamazsın' değil, 'Bazı şeyleri kimseye, kendine dahi anlatamazsın'.

İnsanlar seni, senin izin verdiğin sınırlar içerisinde tanır.
İnsanlar seni, senin izin verdiğin ölçüde anlar.
...
İnsanlar sana, senin onlara değer verdiğin kadar değer verir ya da vermez, burası tartışılır işte. Neyse.

Hayaller vardır ki, seni hayata bağlar.
Hayaller vardır ki, seni Pollyanna'yla tanıştırır ve etrafı toz pembeyle kaplar.
Hayaller vardır ki, orada dünya yalnızca bir akvaryumdur; büyük balıklar ve büyük balıklardan kaçan küçük balıklar.
...
Ve yine hayaller vardır ki, dile döküldüğü anda tüm büyüsünü yitirecekmiş hissi verir.

Sanırım içimi bir şeyler anlatmak hissiyle dolduran da bunlar ve tam anlatmaya başladığımda beni azarlayan, tehditler savuran da yine bunlar.

Korkutucu bir his bu ya da o kadar da kötü değil sanırım.
Aslında itiraf etmeliyim ki iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi bu hissiyat bilmiyorum.


Pardon, dengesizlik için ne demiştiniz siz?
Evet, haklısınız; bence de tam anlamıyla ben.


Soundtrack: Threads (Full Album) - Now, Now
Now, Now çogzel grup değil mi ya?

6 Kasım 2013 Çarşamba

Her neyse işte

 Bende Mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var  
Âşık-ı sâdık benim Mecnûn'un ancak adı var 

 Fazla mı klişe olacak bilmiyorum ama, sizi kandırmışlar efendim, aşk diye bir şey yok, daha doğrusu var ama o aşk, sizin lugatınızdaki aşk ile pek uyuşmuyor.

Sizdeki yalnızca sevmek, çok sevmek, doğuştan var olan bir aşkın etkisinde, o aşkın ışığında sevmek.
Bence tabi.

Bana göre;
Gözünün gördüğüne aşk olamazsın Joe. Çünkü o görerek aşık olduğunu sandığın da senin gibi, o da fani, o da ölümlü, onun da hataları var ve o, senin sandığın gibi mükemmel birisi değil.

Gerçekçi olalım ve bırakalım şimdi 'Bana göre mükemmel, hem ben mükemmeli de aramıyorum' ayaklarını lütfen. Çünkü her insan kendinden üstün birine ihtiyaç duyar, dayanabileceği birine, güvenebileceği birine, gitmeyeceğinden emin olduğu birine...

Çok seversen gider, değil; çok seversen asıl sevgili onu alır, senin iyiliğin için.


Bilmem neden, yalnızca yazmak istedim. Yazarsam kurtulurum sandım ama hayır, sandığım gibi olmadı. Kelime bulamıyorum, söyleyecek onlarca, yüzlerce şeyim var ama kıvranıyorum; çünkü...